16 May 2012

YİNG.... VE DE YANG....

Bugün "aile görüşmesi" vardı Özgür'ün...
Geçen gün "veli toplantısı" vardı Yağmur'un...

Bugün yine güzel şeyler söylendi bize... Gelişimi iyiymiş... Bu kadar nöbet geçiren çocuğun aslında ağır zihinsel engelli olmasını beklerlermiş...
Geçen gün yine güzel şeyler söylendi bize... Okulda unutup girmediği bir önemli sınava rağmen ilk 15'teymiş... Girseymiş kaç olurmuş???

Bugün yine çok kötü şeyler söylendi bize... Nöbetler izin vermiyor... Doktorlar yardımcı olmuyor... Ya da biz kendi kendim,ize söyledik bunları... Duydum çünkü ben....
Geçen gün yine çok kötü şeyler söylendi bize... Derslerle ilgilenmiyormuş... Sıranın altından kitap okuyormuş... Son iki ayda tanınmayacak hale gelmiş... Akademik başarı yüksekmiş ama ... Öndeki sırada oturan kızla sürekli didişiyormuş...

Bugün yine bir şeyler söylendi bize... Onu Özgür bırakmalıymışız... Kendini güvende hissediyor oluşu onu rahatlığa ve dolayısıyla üşengeçliğe sevk ediyormuş... Belki de nöbetleri uyanık olduğundaki gibi uykuda da kontrol edebilirmiş... Olabilirmiş yani bu.... Ayrı yatırmayı muhakkak denemeliymişiz...
Geçen gün yine bir şeyler söylendi bize... Onu kollamalıymışız... Kırılganmış... Tam da ondan derece beklenilen bu dönemde vaktini, moralini çalabilecek kimseye izin vermemeliymişiz...

Bugün... yazayım dedim... oturdum... başladım... sesini duydum... koştum.... mıknatısını geçirdim... ömer duymadı... bazen ben de duymuyorum... hani insan hali... uyuyoruz ister istemez... hani biyolojik bir durum olmasa eminim onunda bir yolunu bulurdum ben... ama olmuyor... denedim en fazla 3 ay günde 1-2 saat uykuyla geçirebiliyorum... onda da beynimi kullanmam zorlaşıyor... eh artık eskisi gibi güçlü değilim zaten....yazıyorum ama bahane bunlar... hatta imla kurallarını bile kaçırdım şu anda....

Ve sanki duymuş gibi arkadaş... Arkamdan salona gelip kucağına yatacağım dedi... Yazacağım işim var kucağımda bilgisayar olacak dedim.... Eh ben buraya yatayım bari deyip karşımdaki kanepeye kıvrıldı... Yazıyorum ama nefesini dinliyorum aynı zamanda... Sanırım pavlov'un köpeği gibi alışmış kulağım duyamadığımda geriliyorum...

Sanki... Ben olmadığımda... Nefes almıyormuş gibi....

Aslında Özgür'ün farklı olmasının bir farkı yok... Ben Yağmur'da da böyle paranoyaktım :)

O zaman da çocuğu ağır uykusundan nefes almıyor mu acaba diye dürttüğüm olmuştur... Yani sanırım... Çok silindi onun anıları... Üstüne öyle çok şey bindi ki... Biliyorum ki Yağmur bunları okuyor yakaladıkça... Ve birgün... İnternet yasağı kalktığında yani bu yazılara tekrar bakacak... Kronolojik sırayla... Belki de kızacak bana... Kesin kızacak...

Neyse... Sonuç Özgür'le yatağımızı ayırmamız gerekliliği... Yağmur'la ilgilenmek gerekliliği son senesi çünkü...

Bu arada "Başöğretmen" beni bir daha çağırdı... Yalnız... Anne terapisi diye bir şey var sanırım... Onun için sanırım... Yani galiba........





Hiç yorum yok: