tag:blogger.com,1999:blog-8294111452722166777.post841477281665078979..comments2020-07-12T22:04:02.970+03:00Comments on ÖZGÜRCE YAŞAMAK: FARKLI GELİŞEN ÇOCUKLAR VE YAKINLARIhttp://ozgurceyasamak.blogspot.com/http://www.blogger.com/profile/04668806430576144863noreply@blogger.comBlogger1125tag:blogger.com,1999:blog-8294111452722166777.post-199901937162048622010-07-09T21:48:12.712+03:002010-07-09T21:48:12.712+03:00Soruların cevabını bilmiyorum, kimsenin de cevabı ...Soruların cevabını bilmiyorum, kimsenin de cevabı bildiğini sanmıyorum. O kadar öznel bişey ki "NORMAL"lik, kendinizden uzaklaşıp her şeye ve kendi dünyanıza dışardan baktığınızda bile normalin ne olduğunu asla çözemezsiniz, ola ki çözdüğünüzü sandığınız şey de herkes tarafından kabul edilebilecek bir çözüm olamaz hiçbir zaman.<br />Özgür'e gelince, o normal bir çocuk. Epilepsi gibi ufak bir problemi var sadece. Ama herkes gibi yaşama sevinci var içinde, herkes gibi tutunmuş hayata, herkes gibi yiyen, içen, annesini ve babasını seven bir çocuk. Bunun neresi anormalmiş ki? <br />Belki herkesten daha çok ziyaret ediyor hastaneyi, fakat o da onun hayat biçimi haline gelmiş. Her birimizin hayatı bir şekilde biçimleniyor, onunkiyse bu yönde başladı ve bu ne bir suç ne de anormallik!<br />Her çocuk farklı gelişmiyor mu? Ve bu gelişim farklılıkları da hayatlarına yön vermiyor mu..?<br />Onu farklı görmüyorum, kimsenin de görmesini istemiyorum. Senin bile Özlem Abla..<br /><br />Birkaç yıl sonra onun okuması için yazıyorum bunları..<br /><br />Özgür'e,<br />Şu zamana kadar seni sadece bir kez görebildim küçük hanım. Ben annenin küçük kuzeniyim ve çeşitli bahanelerle, geçersiz sebeplerle de şu zamana kadar görüşebilmiş değiliz. Damarlarımızda dolaşan kanın aynı yerden geliyor olması yetmiyor sanırım bu işler için. Belki alışkanlık yaratmak lazımdı ta en başından, araya çok ayrılık girdi. Belki de sen bunları okurken, beni hala tanımıyor olacaksın bilmiyorum. Ama ben senin ve ablanın büyüyüşünü görmek isterdim doğrusu. Sizi tanımak, vakit geçirmek, çocukluğunuzu yaşamak isterdim.. Bu kadar duygu sömürüsü yeterli.<br />Senin o küçük kalbinin şu yaşına kadar ne ağırlıklar taşıdığını da bilmiyordum. Artık biliyorum. Diyeceğim o ki, bilirim düşünürsün bazen, neden ben diye.. Hiçbir şey hissetmeden 'Sağlık olsun!' diyebilmeyi sen de isterdin onu da biliyorum. İlaç almak zorunda olmamayı isterdin. Yaptığın her şeyin riskli olmasından nefret ediyorsun. Düzenli uyumak düzenli yemek yemek istemiyorsun belki bazen. Yorulana kadar koşup oynayıp sonra da rahat rahat uyuyabilmek istiyorsun. Evet bunlardan bir şekilde uzak tutuluyor olabilirsin. Ama sen diğer insanlardan farklı değilsin, diğer insanlar da birbirinin aynı değil çünkü. Hepimizin kendi dünyasında yaşadığı birtakım sorunlar var, süreli ya da sürekli. Lütfen kendini diğer insanlarla karşılaştırmaya kalkma! Hepimizin dünyası kendine göre zor. Seninki de senin dünyanı çok zorlaştırıyor. Ama asla pes etme! Seni herkesten çok sevebilen, senin iyiliğin uğruna her şeyi yapabilecek annen için, baban için vazgeçme. Geçirdiğin o nöbetler, seni bir anda içinde bulunduğun zamandan alan, beynindeki elektrikçiklerin sana oynadığı o küçük oyunların seni bezdirmesine izin verme. Savaş, savaşmayı biliyorsun bunu öğrendin. Anne öğretti sana bunu da, her şeyi öğrettiği gibi. Seni büyütürken öğrendi belki de o da. Sor ona tamam mı? Benim için sor, bakalım nasıl öğrenmiş anne savaşmayı. <br />Seni, ablanı, anneni ve babanı tekrar görmek ümidiyle..<br />Mutlu büyü.<br />SinemAnonymousnoreply@blogger.com