29 Ara 2010

"UMUT" DÖRT HARFLİ BİR KELİME MİDİR?

Üç ay sonunda; pil kontrolü ve ilaç düzenlemesi için yine Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Nöroloji Bölümü'nün kapısına geldik... Üç gün, iki gece kaldığımız katta bakıyor "hoca" hastalara... Uzunca bir koridorun başındaki pencereden kafayı içeri uzattığınızda, tek kapılı bir dolap, bir sandalye, bir sehpa benzeri masanın başında Emrullah Abi sanki üç ay öncesinden beridir oradan kalkmamış gibi hasta karşılıyor... Hastalar içeri giremiyor çağrılmadıkça, Özgür hariç... Bölümün, VNS "ilk göz ağrısı" olmasından mı, babasının "artiz" olmasından mı, sadece Özgür'ün şirinliğinden mi bilinmez; koridorda, duvarlara asılı yağlı boya tabloların kuşe kağıda basılı hallerine bakıyoruz beklerken sıramızı...
Bekleme salonu merdivenlerin hemen ağzındaki kapının sol tarafında, onlarca bank benzeri birbirine yapışık tabure; karşılıklı duruyor, insan ister istemez süzüyor karşısında veya çaprazında oturan 'hasta çocuk' ve 'hasta çocuk ailesi'ni, ister istemez hatırlanıyor Özgür ya Cerrahpaşa'da ilk VNS uygulaması yapılan çocuk olması dolayısıyla ya da 'artiz' babasından ya da sadece güzel yüzünden dolayı...
Bekleme salonunda duramıyoruz çünkü Özgür'ün VNS'daşlarının aileleri başlıyor sormaya:
- Nasıl, fayda gördünüz mü?
- Nöbet olarak görmedik (gerçekten görmedik)
İnanamaz gözlerle Özgür'ü süzmeler... Duraklayıp, duraklayıp...
- Ama çok iyi görünüyor... Maşallah!
- Biz hep böyleydik zaten (gerçekten böyleydik zaten)
- Demek gelişimini çok etkilemiyor nöbetler...
- Evet biraz geriden de olsa takip ediyor yaşıtlarını...
- Bizimki de.....................................................................

Upuzun bir özet geçiliyor, aralarda duruluyor karşı taraf kendininkinde nasıl olduğunu anlatsın diye, anlatmazsa soruluyor :
- Sizinki nasıl oluyor?????

Bugün doktor hanım, umudu kesmemiz gerektiğini çünkü biz "klinik olarak" görmesekte Özgür'ümün beyninin sürekli nöbet geçirdiğini söyledi... İtiraz ettim! Eski doktorlardan biri dokuz yaş gibi biter diyordu, şu an ona inanmak istiyordum... Anında tıkandı ağzıma umutlarım doktor hoca hanım tarafından:
" Ama onlar gelişim olarak da bitmiş çocuklar, onlarınki biter Özgür'ün nöbetleri bitmez... Yani görülmedi..."

"UMUT" sadece dört harfli bir kelime midir????

Yok mudur içi, dışı, sağı, solu... Nedir UMUT?????

Bir ağırlığı var mıdır? Yoksa tüy gibi hafif bir şey midir ki hoca hanımın bir 'püüüüfffff!!!' lemesiyle yok olsun?

Büyük bir şey midir? Küçük bir şey mi?

Karnını doyurur mu bizim gibi fakirlerin? Fırından yeni çıkmış, dumanı üstünde, yana yana ısırmaya gayret ettiğimiz bir ekmek midir? Nedir yani yedik bitirdik mi biz şimdi Özgür'ümün somununu???


Gelişim olarak VNS'nin çok faydasını gördük...
Özgür'ü otobüse, arabaya, minibüse bindirir, bir yerlere gider gelirdik ve o sadece ilgisini çeken nadir bir kaç şeyle oyalanırdı yol boyunca; oysa şimdi nereye gideceğimizin, neyle gideceğimizin, gittiğimiz yerde ne yapacağımızın, yaptıktan sonra ne yapacağımızın, kısacası her şeyin farkında, daha dün karşıdan karşıya geçerken, trafik ışığının kırmızıdan yeşile dönmesini, kaldırımda benimle birlikte beklerken "Dur kırmızı yanıyor" dedi bile...
Ofisi taşıdığımız Şişli'ye sadece ikinci gidişimiz olmasına rağmen, Adliye'nin oradan itibaren yolu tarif etti Özgür...
"Ben kendim yapabilirim" diye bizi kovduğu tuvaletin kapısı sıkıştığında dönüp "Kapıyı açmayı başaramadım, yardım eder misin?" diyor artık Özgür...
Daha bir sürü şey yapıyor, yapabiliyor artık Özgür....
Daha da bir sürü şey yapacak Özgür.....

Bu değişim tamı tamına on dört ayda oldu Özgür'ün ve bizim inadımız sayesinde oldu hem de...

OLDU çünkü BİZ YAPTIK....

Nöbetleri çok inatçıymış!!!!!!

BİZ DAHA İNATÇIYIZ İŞTE!!!!!

3 yorum:

Adsız dedi ki...

rabbim şifalar versin benim yeğeniminde dirençli epilepsi çok zor gerçekten çokk:(sizden ricam hangi dr.pil taktı bizde gitsek diyorum emirhanımızı kurtarsak

Adsız dedi ki...

Merhaba,

Bulunduğunuz İl bilgisini verebilirmisiniz.

http://ozgurceyasamak.blogspot.com/ dedi ki...

merhaba istanbuldayız biz özgüre pili cerrahpaşada taktılar...