9 Kas 2010

EKLEMEM LAZIM....

Her şey olup bittikten sonra, yine toplara bakmaya gittiğini, korkulukların üstüne oturduğunu, bu sırada ayakkabısını düşürdüğünü biraz anlattı dili döndüğünce... Sadece on saniye arkamı dönmüştüm ben ona halbuki...

Bir de Taksim İlk yardım Hastanesi'nden Şişli Etfal'e aktarıldık ambulansla "Bizce bir şey yok ama bir de çocuk cerrahi görsün ne olur ne olmaz" dediler... Ambulanslar normal insanlar için çabucak geçip gitsin diye yol verilen, gürültülü arabalardır değil mi? Bu kadar hastane macerası içinde ilk defa binmek zorunda kaldık ambulansa, geçip gitmesi gereken siren sesinin içinde yer almak, siren sesi olmak bana iyi gelmese de, yaşadığı her şeyi büyük bir olgunlukla atlatıp arkasında bırakan Özgür için gayet eğlenceliydi...

Bu arada ofis ikinci katta, altta bir dükkan var bir katta orası, üç kat aşağı düştü Özgür... Apartman boşluğunun birinci kat hizasında yağmur sularından korunmak için bir metrekarelik bir sunta parçası konmuş zamanında... Yağmur o suntayı şişirmiş yağdıkça, Özgür önce onun üzerine düşüp sonra yere çakılmış... Bu kadar ucuz kurtulma sebebimiz de bu... Sadece bir metre açığa düşmüş olsaydı....

Düşünmekten nasıl çıldırır insan bana sorun...

Neyse bu kadar sanırım...

Hiç yorum yok: